MUZAFFER GOKÇIMEN'in ifadesinin de tamamen yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, belirttiği gibi Ulusal Birlik Komitesinin internet sitesinde komite kurucu üyeleri olarak kendisi ve eşi ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in isimlerini kendisi veya diğer bir arkadaşının koydurmadığını, aksine olayın yukarda anlattığı şekilde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN 'in kendisinden habersiz olarak bu listeyi internet sitesine koyması şeklinde olduğunu, ayrıca MUZAFFER GÖKÇIMEN'in ESRA GÖKÇİMEN'den biraz daha ileri giderek ofisine gelip giden kişiler arasında ALPARSLAN ARSLAN'ın da olduğunu söylediğini, eğer ALPARSLAN ARSLAN'ın internet sitesinde kurucu üye olarak görünüp ofisine gelip gidiyorsa bunu ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in de söylemesinin gerektiğini, internet sitesinde yer alan Ulusal Birlik Komitesi kurucu listesinin kendisine okunması üzerine, bu kişilerin hepsinin kendi bürosuna gelip giden şahıslar olduğunu, hepsi ile siyasi bir birlik içerisinde olamadığını, yine yukarıda anlattığı şekilde bu listeyi siteye kendisinin veya bizzat talimat verdiği birisinin koymadığını, sitede liste ile ilgili kişilerin fotoğraflarının da konularak yayınlandığını, listedeki kişilerden ESRA GOKÇIMEN'in fotoğraf istediğini kendisinin sonradan öğrendiğini, listede Muzaffer TEKİN' in fotoğrafının bulunmadığını, diğer tüm üyelerin fotoğrafı olduğu halde onun fotoğrafının bulunmamasının Muzaffer TEKİN ve kendisinin haberinin olmadığını gösterdiğini, yine bu listede ALPARSLAN ARSLAN'ın fotoğraflı veya fotoğrafsız hiç bir kaydının bulunmadığını, bu kişilerin kendisi hakkında yapmış oldukları bu iftiraların komplo olduğunu düşündüğünü, zaten bu iki kişinin de dolandırıcılıktan sabıkalı ve halen de aynı dolandırıcılık suçundan arandıklarını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in akıl hastalığı tedavisi gördüğü yolunda raporların bulunduğunu bildiğini, bunu da müdafisi aracılığı ile temin edip sunacağını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in hakkındaki bu iftirasının nedenini kendi özel çabası ile araştırdığını, şahsın aynı zamanda Mehmet Fikri KARADAĞ'ın genel başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, zaten Esra'nın kendisini Kuvayı Milliye'nin bir toplantısına çağırdığını, kendisinin de kabul etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, şu anda anlatamayacağı şekilde o dönemde lideri bulunduğu partiyi ele geçirme veya kontrol atlına alma çabalarının olduğunu, kendisinin bunlara fırsat vermediğini, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanıdığı bir kısım siyasetçilere kendisinin bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareketin ele geçirilemeyince yanma gönderilen Esra Feride GÖKÇİMEN ve kocası Muzaffer GÖKÇİMEN'in iftiraları ile tutuklattırıldığını düşündüğünü beyan etmiştir.
Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılarının Danıştay cinayeti olunca cinayete adı kansan Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, 2 tane Mahmut, isimli kurucu üyenin siteden isminin silindiğini, Semih GULALTAY'ın yanma Muzaffer TEKİN, Alparslan ARSLAN gibi cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen şahıslar gelip gittiğini beyan etmiştir. Diyarbakır escort 'ın yakalandığını TV'den öğrendiğini, hayatına normal bir şekilde devam ettiğini, 4-5 gün kadar sonra polislerin Bostancı'daki bara geldiklerini ve kendisini yakaladıklarım, daha sonra Ankara'ya getirdiklerini, Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması ve diğer olaylarla ilgili ifadesinin alındığını, sonra mahkemeye çıktığını ve tutuklandığını, tutuklandıktan sonra şuanda bulunduğu cezaevine teslim edildiğini, yaklaşık iki yıldan beri burada tutuklu bulunduğunu, on yıl ceza aldığını, tutuklandıktan yaklaşık altı ay kadar sonra hesabına 300 YTL para yatmış olduğunu, parayı kimin yatırdığını dair fişe baktığında parayı yatıranın Alparslan ARSLAN'ın babası İdris ARSLAN olduğunu anladığını, daha sonraki süreçte bugüne kadar İdris ARSLAN'ın 4 ya da 5 defa para yatırdığını, her defasında 250-300 YTL arasında para yatırdığını, mahkemeye gidip gelirken aynı suçtan tutuklu bulunduğu diğer arkadaşlarıyla konuştuğunda İdris ARSLAN'ın bütün arkadaşlara aynı şekilde paralar yatırdığını öğrendiğim, İdris ARSLAN'ın neden para yatırdığını bilmediğini, bunu kimseye sorma imkanı da olmadığını, kendisine yatırılan bu paralan harcadığım, bunların dışında ailesinden başka para yatıran kimsenin olmadığını, Cumhuriyet Gazetesine üçüncü bombayı Alparslan ARSLAN'ın attığını, Alparslan bombayı attıktan sonra hep birlikte Coco Star barda buluştuklarım, burada otururken Alparslan'ın değişik bir uyuşturucu kullandığını, bu uyuşturucunun bilinen tüm uyuşturuculardan çok farklı ve çok etkili olduğunu, burundan alındığını, kokainden ya da diğer uyuşturuculardan çok fazla etkili olduğunu söylediğini, diğer uyuşturucuların kendisinin kullandığı uyuşturucunun yanında hiçbir şey olmadığını söylediğini, fakat bu uyuşturucunun isminin ne olduğunu ve nereden bulduğunu söylemediğini beyan etmiştir.
Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Kolluk ve C.savcılığı ifadelerinde kendisine sorulan görüşmeyi yaptığını kabul etmiş, Mahmut ÖZTÜRK'ün savcılık ifadesinden sonra serbest bırakıldığını öğrenip kendisini aradığını, Mahmut ÖZTÜRK'ün kendisinin eniştesi olan Korgan Belediye Başkanının yanında olduğunu söylediğini, konuşmada geçen "aydınlandı mı", "bize kadar aydınlandı" , sözlerinin olayın stresi içerisinde kendilerinin olayla ilgileri olmadığı , "bizden yukarısı" sözünün de Danıştay eylemini gerçekleştiren ve kendileri ile hiçbir ilgisi olmayan kişiler anlamında söylendiğini beyan etmiştir. Mahmut: Alo, Zeki Yurdakul : Mahmut abi ne haber, Mahmut: Sağol abi senden ne haber, nasılsın, Zeki Yurdakul : İyi Allah'a şükür ya, geçmiş olsun, Mahmut : Sağol gardaş, nerelerdesin, İstanbul, Zeki Yurdakul : İstanbul'dayım evdeyim ya, Mahmut : Öylemi, Zeki Yurdakul : Dün akşam çıktım bende, Mahmut : He oradan ben kimliğini gördüydüm senin, ondan sonra biz oradan apar topar Ankara yolcusu olduk, dedim lan bu nerede görebilir miyim falan derken göstermediler, bizde çıktık işte şu anda akşam saat yedide falan bıraktılar, televizyon falan göstermiştir belki de , Zeki Yurdakul: He haberim oldu, Mahmut : He bıraktılar yedibuçukta, öbürü kaldı, öbür beyefendi kaldı, ondan sonra beni bıraktılar, ben de şimdi bizim başkan falan partiye gidiyorum, bir babamla anama bakayım ağlıyorlar, onları görüyüm dedim yarın da bir dualarını da alıyım İstanbul'a döneyim, abi gayet iyiyiz biz, normal bir şey yok, Zeki Yurdakul :Aydınlandı mı bazı şeyler aydınlığa kavuştu mu, Mahmut: Abi, bize kadar aydınlandı, bizden yukarısı daha belli değil, bize kadar aydınlandı yani, öyle söyleyeyim, Zeki Yurdakul :Biz aydınlanalım da, öbürlerinin anasını avradını, yani orospu çocukları, Mahmut : Bize kadar aydınlandı, yine de konuşuruz, anladın mı, yine boş ver, yarın geldin mi konuşuruz, Zeki Yurdakul : Tamam Mahmut : Boş ver, daha konuşma anladın mı,Zeki Yurdakul : Hadi Allah'a emanet ol, Mahmut : Ben iyiyim, sağlığım yerinde, sende iyisin değil mi, Zeki Yurdakul: İyiyim abi, iyiyim, Mahmut:Tamam, başkana selamımı söyle, kafanı yorma, gerisini konuşuruz.
Kendisine de söyledim. TSK olarak sizinle gurur duyuyoruz, sizin gibi bir CB ile olduğumuz için çok mutluyuz dedim. İdris ARSLAN ile görüştüğünün doğru olduğunu, Alparslan ARSLAN'ın bu gruplan tanıyor olabileceğini, bir kaç kez İstanbul ilindeki toplantılarına birlikte değil de ayrı ayn katıldıklarını kendisine söylediğini beyan etmiştir. Alparslan ARSLAN'ı tanıdığını, Veli KÜÇÜK ile bizzat görüştüklerini gördüğünü, samimi ilişkiler içerisinde bulunduklarını bildiğini, Kuddusi OKKIR'ın Alpaslan ARSLAN'ın dostu olduğunu, Alpaslan ARSLAN'ın 2003 yılından itibaren Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'e danışmadan hareket etmediğini ,Muzaffer TEKİN'in azmettirmesi, para vaadi ve bombalan getirmesi ile Cumhuriyet Gazetesine bombalı saldırıların yapıldığını,Alparslan ARSLAN'ın Danıştay Saldırısı öncesinde Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'den talimat aldığını bildiğini beyan etmiştir. Kendisine komplo kuran İbrahim GENÇ'in Ergekon'la bağlantılı olduğunu, bu mektubuyla birlikte İbrahim GENÇ'in kendisine yapılan yanlışı anlamasını istediğini, bu amaçla mektubun gideceği adres olarak onu yazdığını beyan etmiştir. Askerlik yaptığı dönemde Oktay YILDIRIM’ın kendisinin komutanı olduğunu, Manav dükkanı yanında bulunan bombaların ele geçirildiği evin kayınpederinin kayınpederine ait olduğunu, yaklaşık 2-3 yıl önce bu evde kendisinin oturduğunu, daha sonra buraya yeğeni Ali YİĞİT'in taşındığını, evin altındaki manav dükkanını Ali YİĞİT'in işlettiğini, bu evde ele geçirilen bombalar ile ilgili hiçbir bilgisi olmadığını, kendisinin Ali Yiğit'e bombaların Oktay YILDIRIM'a ait olduğunu söylemediğini, Ali YİĞİT'in ailesi ile kendi ailesi arasında bir husumet bulunduğundan bu yönde bir beyanda bulunmuş olabileceğini, ele geçirilen bombalarda Oktay YILDIRIM'ın parmak izinin bulunması nedenini bilmediğini beyan etmiştir.